4+4+4

Son zamanların önemli tartışması 4+4+4...

Program program dolaşıp konu hakkında fikrini beyan etmek isteyen gazetecilerin yanında politikacılarda yadsınamayacak kadar fazla ama gelin görün ki aralarında bir tane bile eğitimci yok.

Gerçi Milli Eğitim Bakanlığına bir fen edebiyat mezununun atandığı memlekette, eğitim sorununu eğitimcilerin tartışmasını beklemekte biraz komik oluyor.

Tartışmalara dikkatle dinlediğimizde öğrendiğimiz iki konu şunlar; Kürtçe seçmeli dil oluyor ve İmam Hatiplerin orta kısmı açılıyor.

Koca eğitim sistemini değiştiriyoruz diyorlar kimse sistemde neler değişti demiyor. Herkes işin siyasi kısmıyla ilgileniyor ki mevzuat taslağı yayınlandıktan sonra bir ayı geçmeden mevzuat hazırlandı deniliyor. Ne değişti? Eğitim sisteminde bu güne kadar karşımıza çıkan eksikliklerden hangileri değişti? Bu soruların cevaplarını veren yok.

Arkadaş eğitim sistemi böyle değişmez, önce eksiklikler belirlenir sonra daha iyi bir eğitim için gereklilikler belirlenir en sonunda sistem değiştirilir. Eğitimin siyasete alet edildiği her devlet gibi iyiye gitme bir yana daha beter zamanlar göreceğiz zaman içerisinde.

Seçmeli Kur'an-ı Kerim dersinin gelmesi gayet memnun edici bir durum. Müslüman nüfusun oranı bunu gerektiriyordu ama bu henüz içeriği doldurulmamış siyasi bir hamle olarak eğitim sistemini değiştirmeyi gerektirmiyordu.

Bugün 4+4+4 denildiğinde 'Kürtçe ana dilde eğitimde olmalı' ya da ne bileyim 'İmam Hatiplerin orta kısmı açılıyor' cümleleri değil, sistemin yeniliklerini, getirisinin götürüsünün tartışıldığını duymamız gerekiyor. Gel gör ki amaç eğitimi daha iyiye taşımanın olmadığı yerde ütopik beklentilerden bahsediyor olduğumun farkındayım. Bu ülke dini, eğitimi, ölümü siyasete alet etmeyi bırakmadıkça iflah olmaz. Bugün eğitime yapılan durum yarın hemen hemen her sektöre yapılabilir, yeter ki ucunda siyasi bir kazanım olsun.

Eğitimcilerin düşürüldüğü durumlardan bahsetmiyorum bile...

Aslının maaşı 'bütçeye yük' diye düşürülürken vekilinin maaşının 'yetmiyor' diyerek artırıldığı bir ülkede yaşıyoruz, bu çaba niye diye sorarlar adama değil mi?

Öncelikle bu konuyu tartışanları eğitmek lazım...

Bana kalsa milletvekillerine de hizmet içi eğitim verilmeli, bu bir yana sıfırdan, yeniden, adam gibi bir eğitimden geçirilmeleri gerekiyor.

Bende devletvekili mi olsam ne yapsam. Bu ülkede vekili aslında çok para ediyor, daha çok itibar görüyor. vekili geliyor aslına 'bir göbek atta ne kadar sevindin görelim' diyor, adamda o göbeği atıyor.

Müstehak bize valla...

Konudan uzaklaştım, toparlayayım. Şu ülkede eğitimi sadece bir günlüğüne bir çocuğa emanet etseler - Eğitimciye emanet etsinler demiyorum bakın - eğitim sistemi düzelir gibime geliyor. En azından daha mantıklı kararlar vereceğini düşünüyorum. Neticede henüz kafası siyasete çalışmayabilir ki tek umudum bu artık.

Bir eğitimci olarak eğitime acıyorum valla kimlerin elinde ne hallere giriyor garibim.

Saygılarımla...

NOT: Yazı biraz dağınık oldu kusura bakmayın. Sinir katsayısı yüksek olunca insan pek kafayı toparlayamıyor. Aslında şu sinir katsayılarına da bir ayar çekseler iyi olur, gerçi katsayı gündemi geçeli biraz oldu.


Yorumlar