Ölüm Yolculuğu

Resim Temsilidir.
Önümde upuzun çorak arazi, inanılmaz sıcak bir hava. Bir damla su için her şeyimi feda edebilirim. 

Bu kadar çocuk, bu kadar insan kurtuluş için yürüyoruz. 

İnanın konu açlık olunca düşünecek çok az şey kalıyor. Hele aç kalan çocuklarınızsa. Bakıyorum da yanımda yürümekten perişan olmuş 4 yaşında bir çocuk, sırtımda daha 1 yaşını yeni geçmiş kızım. Yola çıktığım için pişman oluyorum oğlumun perişan halini gördükçe ama kalsaydık daha beter olacaktık diyorum kendi kendime. Kenya'da bir mülteci kampı varmış orada da su ve yiyecek varmış diyorlar. Tek umudum oraya varmak. 

10 gündür yoldayız ve artık bende yorgun düştüm, düşünün yürüyen 4 yaşında bir çocuk ne hale gelir. Durdu bir an yolda. Son kalan suyumu hemen ağzına döktüm hemen.

-Ne olur, ne olur ayağa kalk. 

Beni duymuyor muydu? İçimden hüngür hüngür ağlamak geliyordu. Bebeğimdi benim. Yalvardım herkese;

-Yardım edin! Allah'ınızı severseniz yardım edin çocuğum ölüyor! 

Kimse arkasına dahi bakmadan yürüyordu. sırtımda kızımla oturmuş öylece oğlumun kendini kaybedişini seyrediyordum. Birisi kalbimi avuçlamış sıkıyor gibi göğsüm sıkışıyordu ama benimde artık mecalim kalmamıştı. Sıcak beynimi kavuruyordu. Karar vermek zorundaydım.

Oğlumu bırakmıştım, oğlumu bırakmıştım! Vicdanımla yaptığım muhasebede tek dayanağım kızımın yaşama ihtimaliydi. Etrafıma baktığımda benim gibi seçimler yapmış yüzlerce insan vardı. Yanından geçtiğim bir kadın iki çocuğunu bir ağacın altına bırakıp ağlaya ağlaya yoluna devam ediyordu. 

Burası Somali benim adım Wardo Mahmud Yusuf iki çocuğum arasından daha çok hangisinin yaşama şansı varsa onu seçtim. 

Evet hangi çocuğumun öleceğine karar verdim. 

Siz hangi kararları vermek zorunda kalıyorsunuz?

NE İLK NE DE SON 

Hala "Yardım şuraya yapılır ta Afrikaya mı yapılır" diyenlerden misin?

NOT: Olay gerçektir, isim gerçektir. Hikaye edilmiştir.

Yorumlar